20 Ekim 2012 Cumartesi

Gençlerbirliği 3 - Galatasaray 3


Gençlerbirliği cephesi için zirve mücadelesi olan bu karşılaşma,Galatasaray için ise Şampiyonlar Ligi'ndeki Cluj maçı öncesi yeniden ayağa kalkma fırsatı olarak gözüküyordu.Bu açıdan iki ekip için de farklı anlamlar taşıyan bu mücadele son yılların en güzel maçlarından biri olarak akıllarda kaldı.



Oyunun geneline bakacak olursak maça daha iyi hazırlanıp,konsantre olan tarafın Gençlerbirliği olduğunu söyleyebiliriz.Kuşkusuz bunda sezona iyi başlayan başkent ekibinin,bu maçı bir zirve mücadelesi olarak görmesi en büyük etkendi.Henüz ilk dakikada Azofeifa'nın girdiği ciddi pozisyon da onların maç içindeki özgüvenini üst seviyeye çekti.İlk yarının genelinde Galatasaray'ın oyununu bozmak için önde yaptıkları pres maça hakim olmalarını sağladı.Kalabalık orta sahaları Emre Çolak-Melo ikilisine ilk 45 dakikada büyük üstünlük kurdu.Gerek hızları gerekse de adam eksiltmedeki yetenekleri ile Jimmy ve Hurşut,kimi zamanda Tosic sarı-kırmızılıların beklerini çok zorladı.Nitekim Gençlerbirliği gol perdesini sol kanattan Tosic'in getirdiği topla açtı.Bu gol onların özgüvenini ve inancını iyice yukarı çekti.Topa hakim olmakta zorlanan Galatasaray'ın tehlike yaratmak için tek şansı olan Gençlerbirliği defansının orta alana kadar geldiği pozisyonlarda defansın arkasına atılan toplarda özellikle Kulusic yerinde müdahaleler yaptı.Kırmızı-siyahlılar oyunun hakimi olduğu ilk yarının son duraklama dakikasında Cem Can ile girdiği müsait pozisyonu değerlendirebilse işler Fatih Terim için çok daha zor olabilirdi.




İkinci yarının başında ise Galatasaray ilk yarıya nazaran toparlanmış bir görüntü çizdi.Burak-Umut değişikliği ve Fatih Terim'in soyunma odasında oyuncularına yaptığı uyarılar etkili olmuş gibiydi.İlk yarıda oyunun hakimiyetini eline geçiremeyen sarı-kırmızılılar Umut'un pozisyon takibindeki becerisi ve Elmander'in bireysel yetenekleri sayesinde kendini bir anda skor üstünlüğünü eline geçirmiş olarak buldu.Bu gollerden hemen sonra da Terim günün kötü isimlerinden Eboue'yi oyundan alarak bu bölgeye Hamit'i çekti.Onun bu hamlesinden sonra ve takımının 5 dakika içinde yediği 2 golden sonra hamle sırası Fuat Çapa'ya geçmişti,Çapa kalabalık orta sahasından ödün vererek Özgür-Lekic değişikliğini yaptı ve topu ileride tutmakta zorlanmaya başlayan takımını biraz olsun rahatlatmak istedi.Lekic'in oyuna girmesi aynı zamanda Zec'e biraz daha serbest oynama şansı tanıdı.Gollerin şokunu üstünden atan Gençlerbirliği tekrar Galatasaray kalesine gelmeye başladı ve 2 dakika içinde bulduğu gollerle tekrar öne geçti.Ancak bu üstünlüğü maç sonuna kadar taşıyamadılar.Son 15 dakikaya girilirken Fuat Çapa rakip risk aldığında kontrataklarla etkili olabilecek hızlı Jimmy yerine Zec'i oyundan almayı tercih etse belki rakip kalede daha fazla tehlike yaratabilirlerdi.



Son olarak maçın bize takımların genel durumu hakkında anlattıklarını ele alacak olursak;Gençlerbirliği'nin Fuat Çapa yönetiminde oyununun üstüne her geçen hafta biraz daha birşeyler koyduğunu söyleyebiliriz.Özellikle kendi sahalarında oyun hakimiyetleri yüksek seviyede,pozisyona girmekte zorlanmıyorlar (Cuper'in Orduspor'una karşı oynadıkları futbolu bu genellemeden ayırmak gerekiyor,en azından pozisyon zenginliği açısından).Taraftarların büyük güven duyduğu Çapa'nın takımını ligin son haftasına kadar bu seviyede tutup tutamayacağı merak konusu.Hatırlayacak olursanız geçtiğimiz sezon da ligi uzun süre ilk 4 içinde götürmüşler,ancak son haftalarda yaşadıkları düşüş ile Avrupa Ligi Play-off'una katılma şansını bile elde edememişlerdi.

Galatasaray ise sezon öncesindeki beklentilerin çok gerisinde gözüküyor.Lige iyi giriş yapmalarına rağmen Şampiyonlar Ligi'nde aldıkları Manchester United mağlubiyetinin ardından büyük bir düşüş içindeler -ki o maçta oynadıkları futbol takdir toplamıştı-.Melo'nun bütün yazı tatil yaparak geçirmesi,Hakan Balta'nın sakatlığı ve sonrasındaki form düşüklüğü,Ujfalusi'nin sakatlığından sonra stoper ikilisinde bir türlü uyumun sağlanamamasının üzerine bir de Selçuk'un formsuzluğu eklenince Galatasaray bu sıkıntılı döneme girdi.Haftaiçi oynanacak Cluj maçında da kötü bir sonuç alınırsa şüphesiz Fatih Terim için radikal kararlar alma zamanı gelecektir.

Hiç yorum yok: