5 Kasım 2012 Pazartesi

İnönü Chronicles Vol.2

Beşiktaş'ın oynadığı maçları değerlendirirken "İlk yarısı ile ikinci yarısı çok farklı bir maç oldu." cümlesini çok fazla kullandığımın farkındayım fakat bipolar psikolojiye sahip bir takım olan Beşiktaş için bu cümle ileride çok daha fazla kullanılacaktır, buna eminim.



Mersin İdman Yurdu, futbola yaklaşımını çok beğendiğim, elindeki kadronun hücum potansiyelinin tamamını sahaya yansıtmaya çalışan bir teknik direktör olan Nurullah Sağlam'a emanet olsa da, bu takıma hücum gücünün yanında sıkı bir savunma anlayışını, amiyane tabirle "Anadolu Takımı" gibi kapanmayı öğretemezse ligin dibinden kurtulmak onlar için pek mümkün gözükmüyor.

Beşiktaş ise her iç saha maçına başlaması gerektiği gibi bir oyunla başladı mücadeleye ve hücumda topu sürekli en yaratıcı iki oyuncusu olan Oğuzhan ve Fernandes ile buluşturdu. Bu ikiliye maça kaptan olarak başlayan ve bu sene Samet Aybaba'nın en önemli icraatı olarak gördüğüm Necip Uysal da katılınca takımın kaleye gidişi çok kolaylaştı. Kanatlarda sürati ile Holosko ve verkaçları ile Olcay oldukça başarılıydı. Almeida'ya çıkarılan ortada penaltıyı alan Portekizli'nin plase ile gol attığını penaltıdan da olsa görmek tüm Beşiktaşlılar'ı mutlu etmiştir. Necip, Oğuzhan ve Fernandes orta sahasında diğer iki takım arkadaşına kıyasla daha kesici bir rol üstlenen Necip maç boyunca kaptığı topları çok yaratıcı bir şekilde kullandı. Oğuzhan, golü Uğur'un ortasında çok şık bir plase ile buldu, ilk yarıyı ise dribbling yeteneğini kullanıp Holosko'ya asist yaparak bitirdi. İlk yarıyı "Gangnam Style" gibi mutlu bitirdi Beşiktaş. Umarım diğer taraftarlar da benim gibi İbrahim Altınsay ve Arsene Wegner'e müteşekkir olmuştur. Yönetimde kalabildiği kısa sürede takıma kazandırdığı oyuncunun bu formu yine bize bir "keşke" ile başlayan cümle kurdurtuyor.



İkinci yarıya çok daha sakin, kısa pası düşünen, baskıyı rakip sahadan çok kendi sahasında yapan bir Beşiktaş bekliyordum. Oğuzhan'ın atılmasına kadar hatta atıldıktan 10 dakika sonrasına kadar bu düşünceye yakın bir anlayışla oynadı ve tehlikeli kontrataklarla Sehiç'i zorlamaya devam etti. Mersin ekibi 10 kişi kalmış rakibine karşı tehlike üretmekte oldukça zorlandı. Culio gibi yaratıcı bir oyuncunun takım savunmasına zarar vermemek sebebiyle de oyuna dahil edilmemesi, 10 kişi kalmalarına rağmen Beşiktaş'a galibiyeti getirdi, bununla birlikte yedek kulübesindeki ve gol sevinçlerindeki ''takım ruhu'' , "Q7" olayının 1 hafta daha hasıraltı edilmesini sağladı.



İki takım için de bir sonraki hafta çok kritik müsabakalar olacak. Mersin'in evinde Romanya'dan yorgun dönmüş bir Galatasaray'a hazırlanması için 1 haftası var. Nurullah Sağlam'ın en kısa sürede takımda bir değişim yaratmaı şart. Keza alt sıralardaki rakiplerinden Elazığspor, Yılmaz Vural ile anlaştığından beri kaybetmedi  -bugün de Gençlerbirliği deplasmanından galibiyetle döndüler- , Karabükspor ise kan uyuşmazlığı yaşadığı Skibbe'nin üçüncü Türkiye seferini sonlandırıp erken bir değişime gitti.

Beşiktaş ise uzun süredir İstanbul dışına çıkmıyor, deplasmana gitmeden önce içerde Bursaspor ile bir karşılaşma daha yapacaklar. Bu maçı kazanmaları halinde takımın çok daha birlik içinde ve olumlu bir performans göstereceği kesin. İki büyük rakibinin Avrupa yorgunluğu sebebiyle puan kaybına daha yakın olmasını iyi değerlendirmeliler, cuma günü alacakları bir galibiyet ile rakipleri üstündeki baskıyı bir kat daha arttırmaları gerekiyor.

Son olarak Kapalı Tribün'ün son haline değinmek istiyorum. Bu fiyatlarla sadece derbi maçlarda dolacağı bir  gerçek. Taraftarın beklediği tıklım tıklım doluluk seviyesine gelinebilmesi için ise Galatasaray'ın örnek alınması şart gibi. Yenilenen stad ile düşük kombine fiyatları, öğrencilere sağlanabilecek kolaylıklar daima dolu ve çoşkulu, hiçbir kuruma bağlı olmayan tribün hareketlerini görmemizi sağlar. Önümüzdeki sene için Şükrü Saraçoğlu üzerine iki yönetimin bir protokole varması hem yeni stad için hem de eski sevgili Kadıköy'e dönmem açısından sevindirici  gözüküyor. Yine de bu sene bu kadar mücadele eden bir takıma daha fazla destek sağlamak için bazı kesimdeki biletlere yüzde 25'lik bir indirimin bile yapılmasının herkesin yüzünü güldüreceğine eminim.

Hiç yorum yok: