18 Kasım 2012 Pazar

Galatasaray 1 - Karabükspor 3

Spor Toto Süper Lig'in 12. haftasında son maçlarda performansını eleştirdiğimiz Galatasaray, zorlu Manchester United maçı öncesi son provasında evinde, yeni hocası Mesut Bakkal ile ligdeki ikinci maçına çıkan Karabükspor'u ağırladı. Engin Baytar 11 maçlık cezasının sona ermesinin ardından kadroda yer aldı. Milli maçın henüz iki gün önce oynanması -tıbben bu süre yeterli olsa dahi- Fatih hocayı Danimarka maçında 90 dakika oynayan Semih'i kenarda tutmaya itti. İlk 11'de ise Hakan'ın yerine Riera ve son maçların en verimli oyuncusu olan Yekta'nın yerine ise Melo oyuna başladı. İyi bir analizci olan ve analojik değerlendirmeleri sağlıklı yapabilen Mesut Bakkal'ın ise rakibine oldukça iyi hazırlandığını gördük. Cernat gibi bir oyuncudan vazgeçerek geniş alanda etkili olabilen İlhan Parlak, Ahmet İlhan ve LuaLua ile onlara alan yaratabilecek Mehmet Yıldız'ı oyuna sürdü. Savunmada ise Burak Yılmaz'ın savunma arkasına olası koşularına önlem olarak iki atletik siyahi oyuncu Mabiala ve Deumi ile stoper ikilisini oluşturdu.



Maçın başlarında savunmada bekleyeceği anlaşılan Karabükspor'un sahaya yayılımı ise Mesut hocanın birinci ağızdan teyit ettiği üzere Braga ve Orduspor takımlarının Galatasaray'a karşı oynadığı sistemin aynısıydı. Ve bu durum Galatasaray takımının en çok zorlandığı taktikti. Nitekim oyunu rakip yarı alanda oynamasına karşın, sarı-kırmızılı ekip mağlubiyetten kurtulamadı. Özellikle Cris'in oynadığı iç saha maçlarında çok sayıda pozisyon veren Galatasaray'ın buna bir an evvel çözüm bulması gerekiyor.Yaşı kemale ermiş bu oyuncuyu tecrübesinden yararlanmak adına geride beklenilecek oyunlarda sahaya sürmek doğru olandır. Bahsettiğimiz Cris, maçın 15. dakikasında açık alanda yakalanıp arkasına LuaLua'yı sarkıtınca ve üstüne Ahmet'in önüne topu atınca maçın ilk gol pozisyonunu yaşamış olduk. Hemen akabinde -son 3 maçın bana göre en kötü ismi olan- Emre Çolak'ın şık uzun pasını Umut, Burak'a indirdi fakat pas yeteri kadar öne düşmeyince Buırak golü yapamadı. Galatasaray'ın olumsuz özelliklerinden biri olan kenar açık oyuncularının kademeye gelmemesi kendini 22'de gösterdi ve Hamit göz göre göre önündeki Ahmet İlhan'ı kovalamayarak kendisinden 30 metre geride olan Eboue'den bunu yapmasını bekledi. Gelen güzel ara pasına aynı şıklıkla vuran yetenekli Ahmet takımını deplasmanda öne geçirdi. Bu dakikadan sonra daha katı savunmayla karşılaşacak olan Galatasaray'ın ne yapabileceği veya coşkuyu arttırma konusunda nasıl bir hamle yapacağını beklerken, karşımızda pozisyona girmekte zorlanan bir Cim-Bom bulduk. Eboue'nin maçtaki belki de tek ileri hamlesinde Dany'nin verdiği güzel pas sonucu oluşan pozisyonda Hamit'in aksine rakibini kovalayan Ahmet açıyı daralttı ve Eboue topu kalecinin üzerine gönderdi. Bu gibi pozisyonlarda başta Cris olmak üzere stoperlerin oyuna çok az katılması ve göbekteki Selçuk ve yanındaki oyuncuya (Yekta, Melo, Emre) yapılan baskı sonucu kaybedilen toplar takıma zarar veriyor. Geçen sezon radikal bir kararla Baros'u ilerideki yalnızlığından kurtaran Terim'in, dişlilerdeki bu sorunlara da bir an önce radikal çözümler getirmesini bekliyoruz.



Karabük -teknik direktörünün söylediğine göre- en çok çalıştığı savunma pozisyonundan kalesinde gol gördü. Ne hikmetse Hamit Altıntop kötü oynadığı maçlarda bile asist yaparak takımına katkı vermeyi başarıyor. Yine onun gönderdiği pasta iki savunmacının arasından geçen topla ilerleyen Burak, usta bir golcü vuruşu yaparak eşitliği sağladığında dakika 31'di. "Usta bir golcü" nitelemesini yalnızca vuruş için yaptığımı vurgulamak istiyorum. Burak'ın bu gibi pozisyonlarda amatörce vuruşlar yaptığını Lazio'nun scout ekibi de biliyor. Bu dakikadan sonra takımın gücünü göstermesini uman Galatasaray taraftarı, şaşırtıcı bir şekilde refleks gösteren Karabük'ün golüne tanık oldu. 35'te sağ kanattan ceza sahasına sızan LuaLua'nın pasına Cris oldukça geç hamle yapınca Mehmet Yıldız takımını tekrar öne geçirdi. Yıllar önce Van Hooijdonk için tanker gibi ağır yorumları yapılıyordu. Cris'e ne dememiz gerektiği konusunda henüz yaratıcılık gösteremedim. Devre sonuna kadar Melo'nun korner pozisyonu dışında etkili olamayan Galatasaray'ın bir golü sayılmadı. Karar doğruydu. Bunun sonucunda soyunma odasına 2-1 Karabük üstünlüğü ile gidildi.

İkinci yarıya bir şeyleri değiştirerek başlayacağını düşündüğümüz Fatih Terim, bu değişime öncelikle günün kötülerinden Umut'u kenara alarak başladı. İsveçli Johan Elmander beklenenden önce sahalara döndü ancak performansı istenenden oldukça uzaktı. İkinci yarıya da Karabükspor pozisyon bularak başladı. 47'de Mehmet Yıldız altı pastan akıl almaz bir fırsatı kaçırdı. Ancak o dakikada golün gelmesi sonuçta sadece hezimetin büyüklüğünü etkileyecekti. Son derece kötü ve umursamaz bir Galatasaray karşısında inanan, dersine çok iyi çalışmış bir rakip vardı çünkü. Fatih Terim'in basın toplantısında söylediği gibi: bir 90 dakika daha olsa yine Karabükspor kaznırdı. Pozisyon veren ancak daha fazla pozisyona giren Galatasaray'a alışmıştık -ki bu bile bu bütçede oluşturulmuş bir takım için başarı değilken- ancak girdiğinden daha fazla pozisyonu kalesinde gören hem de bunu TT Arena'da yaşayan Galatasaray'a alışmamıştık. Savunmadaki problemler ne zaman giderilir ya da sorun savunmada mıdır bilinmez ama takım halinde olaya odaklanmamak ve bu bilinçle hareket etmemek Terim'in öğrencilerinde genellikle görülmez. Galatasaray geçen yıl kendisini şampiyon yapan oyuncularla ve sistemle oynuyor evet fakat bunu geliştiremiyor daha doğrusu rakipler Galatasaray'ın oyununa daha kolay çözüm üretebiliyor. Mesut Bakkal'ı her zaman için takdir etsem de-kendisi Anadolu takımlarının başında Galatasaray'a karşı en başarılı olan hocalardan biridir: 5g 4b 4y. Galatasaray formsuz olsa da öncelikli hedefi ligde kalmak olan bir takımın Arena'da bu derecede sıkıntı yaratmasını yadırgıyorum. Terim, "Lig maratonunda böyle maçlar olacaktır." dese de buna yakın performansları daha önce de izledik. Kapanan takımları açmak adına çözümler bulunmalı ve takım ileri çıktığında arka alan bu kadar boş kalacaksa Cris tribünde oturmalı. Maçın genelinde Galatasaraylı oyuncular 'emek' kısmında yeterli çabayı göstermediler. Cezasının ardından bu konuda önemli verim beklenen Engin de bu durumu değiştiremedi ki bu maç kondisyonundaki eksik sebebiyle doğal karşılanabilir.

Ne var ki bazı oyuncuların (Eboue, Melo, Hamit,Amrabat vs.) Manchester United karşılaşmasında performanslarını yukarıya çekeceklerini ve oynanan futbolun bu şekilde olmayacağını tahmin ediyorum. Özellikle Eboue için maç seçiyor diyebiliriz sanırım.

Not: Bu yazının oluşmasına olan katkılarından dolayı sevgili dostum Mehmet Yanalak'a teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok: