3 Aralık 2012 Pazartesi

Kayserispor 1 - Fenerbahçe 1

Süper Lig'in 1-2 sene öncesine kadar ligin en zor deplasmanı sayılan ve şampiyon adaylarının sene başında hesap yaparken puan kaybını tahammül edilebilir olarak gördüğü deplasmanındaydı Fenerbahçe pazar gecesi. Elbette Şota'dan sonra Kayseri eski gücünden yoksundu ve belki de en önemli özelliği olan sıkı savunmayı kaybetmiş, hatta ligin en kötü savunma yapan takımlarından biri haline gelmişti. Galatasaray'ın da Arena'da 1-1 berabere tamamladığı Gaziantep maçının da rüzgarını arkasına alarak çıktı Fenerbahçe Kadir Has Stadı'na.

Fenerbahçe'nin onbirinde bir sürpriz olmadı. Sezer'in son haftalarda sergilediği iyi performans Kocaman'ın Baroni'sini kesecek seviyede değildi. Aslında burada Baroni konusuna bir parantez açmak istiyordum ama Fenerbahçe'nin şu an en büyük probleminin Alex'li sisteme devam etmesi ve elinde Alex ayarında bir yetenek bulunmaması olmasından ötürü parantez açmaktan öteye gitmek istiyorum.


Alex gittikten sonra çok tartışılan Alex'li sistemin de artık oynanmaması beklenirdi ancak Kocaman aynı oyun düzenini devam ettirdi ve Alex'in yerine Baroni'yi yerleştirdi. Baroni'nin hücum özelliklerinin sınırlı olması, Alexvari asist ve pasların yanından dahi geçemiyor olması Fenerbahçe'nin hücüm gücünü önemli derecede düşürdü ve düşürmeye devam ediyor. Sezer'in son zamanlardaki etkili performansını Kayseri'de de gördük. Gökhan Gönül Sow'a pas verdiği pozisyonda direkt kaleye vurmayı düşünse asist hanesine 1 puan yazdırabilirdi Sezer. Ancak  Fenerbahçe'nin hücumdaki yaratıcı oyuncu eksikliğinin ilacı Sezer Öztürk değil. O bölgeye çok daha ofansif bir oyuncu dahil edilmeli. Baroni'nin hücümdaki yetersizliğinin yanında da savunmaya katkısı çok az olunca(Alex'in yerinde oynadığı zamanlarda) Kocaman'ın istediği o mücadeleci takım rüyaya dönüşüyor ve üstelik eski hücüm kalitesinden de uzaklaşmış oluyor.


Özetle Fenerbahçe'nin sezon başında Baroni'nin oynadığı bölge olan Mehmet Topal'ın önü ve 4-2-3-1'in ikilisinden biri en büyük problemken şu an yine Baroni'nin oynadığı 4-2-3-1'de üçlünün ortası en büyük problem haline geldi. Baroni'nin bütün özelliklere ''biraz'' sahip olması Fenerbahçe'yi kısır bir döngüye soktu. İlk problem Meireles'in transferiyle çözüldü. İkinci problemin nasıl çözüleceğini bekleyip göreceğiz.


Kayseri maçında Fenerbahçe'nin belli dönemlerdeki baskılarına rağmen bunu uzun bir süreye yayamadığını ve rakibini bunaltamadığını gördük. Caner'in çok etkili olamaması ve Kuyt'un tam bir kanat oyuncusu olarak oynanaması Fenerbahçe'nin kanat organizasyonlarının koordinasyonlu bir şekilde gelişmesini engelledi. Burada Hasan Ali için birkaç şey söylemek istiyorum. Fenerbahçe'nin en istikrarlı oyuncularından biri olmasına rağmen performansı bir türlü vasatı aşamıyor. İsabetli ortası neredeyse yok. Bu kadar göze çarpmamasının nedeni kanaatimce ortalarının çok kötü yerlere gitmemesi. Topu ceza sahası içine düzgün bir şekilde yolluyor ama bu denemeler 'talihsiz' sıfatına haiz olmaktan öteye gidemiyor.

Kayserispor maçında Fenerbahçe'nin beraberliği kurtarmasındaki en büyük etkenlerden biri de milli maçlar dışında kesinlikle iyi bir sezon geçiren Volkan. Yaptığı saçma bir boşa çıkma hatasının dışında mükemmel oynadı ve çok önemli kurtarışlar yaptı.Volkan'nın en büyük özelliklerinden biri Fenerbahçe'nin çok iyi oynamadığı ve pozisyon verdiği maçlarda yüksek konsantrasyonla oynamasıdır. Fahiş hatalarını çoğu kez Fenerbahçe'nin iyi oynadığı ve rakibin çok az geldiği maçlarda yapmıştır. Son dönemde takımın gerek saha içi gerek saha dışında liderliğini üstlenmesi mental olarak ne kadar yol kat ettiğinin bir göstergesi kuşkusuz. Bu Volkan'a takımın her zaman ihtiyacı olacaktır.



2012-2013 sezonunda, sarı-lacivertliler iki ileri bir geri giden takım izlenimi vermekte, bu aynı zamanda Baroni'nin takım içindeki rolüne uyum süreciyle de paralellik gösteriyor. Lafı fazla uzatmadan şunu söylemek gerekir ki; nasıl oynarsa oynasın Alex'sizliğe Baroni ile alışmaya çalışmak, bir Fenerbahçe taraftarı için tartışmasız işkence kategorisinde yer almakta ve yer almaya devam edecek.

Hiç yorum yok: